Ne mutlu barışçılara!
Çünkü onlara Tanrı çocukları denecek
(Matta, 5:9)

Bizleri yeni bir yılı daha karşılama mutluluğuna eriştiren herşeye kadir Tanrı’mıza yücelik ve şükürler olsun!

Yeni yılın ilk anlarınına erişenlerden bazıları mutluluk, bazıları ise hüzün dolarlar. Gerçekten de bencil bir yaşam sürenler ve yaşamlarının felsefesini “ye, iç ve sevin” temeli üzerine kuranlar, doğal olarak yoksulluk, açlık ve insani yaşam şartlarından yoksun bir kesimin kıvranmalarını umursamazlar. Onların, içinde bulundukları durumu dert edinmezler, hatta sevdiklerinin zamansız ölümleri karşısında feryat ve figan eden kaç ailenin bulunduğunu düşünmezler bile. Bir yandan yardıma muhtac olanların haykırışları, diğer yandan umursamazlık hastalığının bir sonucu olarak tıkanmış kulaklar ve taşlarla çevrili yürekler. Ve bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olarak oluşan ortamda, yardıma muhtac yoksul feryatlarının ve özellikle de Tanrı Sözü’nün duyulmasının engellerle karşılaşacağı açıktır. Bencil bir yaşam tarzının insana bir şey kazandırmayacağını, hatta aniden mutsuz bir durumla karşı karşıya kalındığında sözde rahatlıkla sürdürülen bu tarz yaşamın altüst olabileceğini çok iyi kavramak gerekir.

İsa Mesih, “Dağdaki Vaazı’nda “Ne mutlu barışçılara! Çünkü onlara Tanrı çocukları denecek (Matta, 5:9) diyor. Esenlik, sadece maddi silahlarla yapılan savaşlar durumunda aranan ve özlenen bir kavram değildir. Bu kavram, maddi hesaplarla sarsılabilecek ve gerçekten de sarsıldığını gördüğümüz dünyasal esenliği belirtmekte. Yeni bir yıla ayak basarken hepimiz için önem arz eden ve sadece Mesih’in verebileceği bir içsel esenlik hakkında düşünmeye çağrılıyoruz. Yaşamımızda bu esenliği hissedebilmemiz ve bu esenlik içinde yaşamamız iyiliğin kötülüğü yenilgiye uğratmasıyla kurulabilir. Bu zaferi kazanabilmek için, Tanrı Sözü’ne kulak vermek ve Tanrı’yla işbirliği içinde olmak bir gerektir. Gerçekten de, bu işbirliği sonucunda bizlere esenlik veren bir yenilenme ve yeniden uyanış döneminin kapısı açılır. Bu esenliği yaşamak için gayret edenlere ne mutlu! Çünkü bu gayretle insan yaşamı Tanrı’nın bozunmayan çehresiyle yeniden donanacaktır. Bu donanımın nişanesi, Tanrı’nın mutluluk vermek üzere bahşettiği sevgi, merhamet, sevecenlik, esenlik içinde yaşama lütuflarıyla belirginleşir. Gerçekten de, bu lütuflarla bereketlendiğimizde bizler Tanrı çocukları olarak çağrılacağız. Tanrı çocukları çağrısına layık olmak üzere gayret edenler Mesih’in “kendi esenliğini verme” vaadini hatırlarlar (Yuhanna, 14:27). Bu vaadi hatırlayanlar, kulaklarını tıkayan etmenleri yaşamlarından uzaklaştırır, Tanrı’nın Sözü’ne açılır ve çevrelerindeki kalın duvarları yıkmak üzere harekete geçerler.

Resul Pavlus, Rab İsa Mesih’in “Dağdaki Vaazı”na paralel olarak, mükemmel ve dokunaklı kelimelerle “ikiyüzlü olmayan sevginin, kötülükten tiksinerek iyiliğe bağlanma erdeminin, ve kişilerin kardeşlik sevgisiyle birbirlerine bağlı olmasının” önemini hatırlatarak, “Ruhta ateşli olmayı, Rab’be kulluk etmeyi, umutla sevinmeyi, sıkıntıya dayanmayı, sürekli dua etmeyi, gereksinmesi olan kutsallara yardım eli uzatmayı, konuksever olmayı” telkin ediyor. Bunlara ilaveten, “Zulmedenler için iyilik dilemenin, lanet etmeyerek iyilik dilemenin, sevinenlerle sevinmenin, ağlayanlarla ağlamanın… Mümkünse, elden geldiğince herkesle barış içinde yaşamanın…. Kötülüğe yenilmemenin, kötülüğü iyilikle yenmenin” önemini vurguluyor (Romalılar, 12:9-21). Hristiyan imanlılar olarak “Esenlik kaynağı olan Tanrı’nın bizleri tümüyle kutsal kılması, ruhumuz, canımız ve bedenimizi Rabbimiz İsa Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz olmak üzere koruması” için dua edelim (I. Selanikliler, 5.23). Mesih’in lütuflarının bizimle olması için dua edelim. Bize esenlik veren ve “Şeytan’ı ayaklarımızın altında ezecek” olan Tanrı’ya güvenelim (Romalılar, 16:20). “Esenlik veren Tanrı, Kendi isteğini yerine getirebilmeniz için bizi her iyilikle donatsın; kendisini hoşnut eden şeyi İsa Mesih aracılığıyla bizlerde gerçekleştirsin. Mesih’e sonsuzlara dek yücelik olsun! Amin” (İbraniler, 13.20). Gündelik ilişkilerimizin hepimiz için mutluluk kaynağı olması Tanrı’nın iradesidir.

Yeni yılda da tüm dileklerimizi ve dualarımız yüce Tanrı’ya sunuyoruz. Aynı zamanda Ruhani Önderimiz Patrik Mesrob II Hazretleri’nin sağlığı için de dua ediyoruz. Resul Pavlus gibi bizler de yüce Tanrı’ya dua, rica ve yalvarış yükseltiyor ve dualarımızda ülkemizin tüm vatandaşlarını ve özellikle de yöneticilerimizi anıyoruz. Tanrı, hepimize her türlü felaketten uzak, sağlıklı ve esenlik dolu bir yaşam bahşetsin.

Yeni yıl sevincini yaşadığımız bu gün Suriye ve Irak’ta sıkıntı, zorluk, yokluk, yas ve gözyaşı içinde olan ve aynı imanı paylaştığımız kardeşlerimizi anıyoruz. Onların esenliği için Yüce Tanrı’ya dua yükseltmek her birimiz için Hristiyanlığın bir gereğidir. Hristiyan inancımızın emrettiği gibi din dil, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden sıkıntı içinde olan tüm insanlar için de dua ediyoruz. Yağmurlarını gerek doğruların gerekse günahkarların üzerine yağdıran Tanrı, muhteşem kudretiyle her türlü sorunu ve çürümüşlüğü temizlesin ve kötülüğü iyiliğe çevirsin. Herkesi iman ümit ve sevgiyle güçlendirsin ve herkese sevgi, kardeşlik, esenlik, bereket dolu bir atmosferin hayat veren havasını solumayı nasip etsin.

Yeni yıl vesilesiyle pederane sevgiyle cemaatimizin tüm ruhanilerini ve sivil üyelerini selamlıyor ve kendilerine sağlık ve Tanrı’nın bereketleriyle dolu bir hayat diliyorum.

Tanrı’nın lütfu, sevgisi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amin.

Başepiskopos Aram Ateşyan