“Bizimle kal, neredeyse akşam olacak, gün batmak üzere”(Luka, 24:29)
MESİH ÖLÜLERDEN DİRİLDİ!
Mesih’in, melekler tarafından müjdelenen Kutsal Dirilişi’nin ruhani coşkusunu bu yıl da yaşıyoruz. Herşeye kadir Tanrı’ya hamd ve yücelik olsun!
Bu eşsiz müjde ruhsal yaşamımızı yeniden tazelemekte. Günümüz dünyasında karşılaştığımız ve ruhsal yaşamımızı yıpratan, harap eden akımlara karşı durabilmemiz için bu tazelenmeye her zaman daha fazla ihtiyacımız var. Ölülerden dirilen Mesih’in, yaşamımıza sevinç veren varlığı bizlere sağlam bir kale olmasının yanısıra, bir lütuf ve bereket olduğu da bir gerçek. Mesih’in yaşamımızda var oluşunu, “başağı dolduran taneleri vermek üzere” (Markos, 4:28) sürülmüş ve ekilmiş tarlalara canlılık kazandıran nehirlere benzetebiliriz.
Ölülerden dirilmiş Mesih’in Boş Mezarı, Diri olanı ölüler arasında aramamamız gerektiğini ilan eden mükemmel bir vaazdır bizlere. Mesih, Baba’nın beden almış yaratıcı Sözü’dür. Mesih’in öğrencisi ve ilahiyatçı incilyazar olarak tanınmış Yuhanna’nın bizlere ilettiği “Yaşamın O’ndaydı, ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar ve karanlık onu alt edememiştir” (Yuhanna, 1:1-5) sözleri doğrultusunda iman ediyoruz. Yaşam kaynağı olan Mesih, doğal olarak mezarda kalmayacaktı. İnsanlarla birlikte olmaya razı olan Tanrı’nın yaratan Sözü, günahı ve bu dünyanın hükümranı Şeytan’ı yenilgiye uğratmış olarak, lanete mahkumiyeti sildi ve yeni bir yapılanmayı gerçekleştirerek dünyayı gökyüzüne çeviridi. Bizleri bu tanrısal lütufa layık kılan Tanrı’ya hamdolsun! Sevgi ve imanla güçlenmiş olarak sonsuz yaşamın mutluluğuna kavuşma ümidiyle yaşıyoruz.
MESİH ÖLÜLERDEN DİRİLDİ!
Kutsal İncil’in bizlere güven telkin etmesinin bir sonucu olarak, Mesih’in gerçekten dirildiğine ikna olabiliyoruz. Mesih, diriliş sonrasında görkemli bedeniyle birçoklarına göründü. Bu görünümlerden her biri, yaşam veren muhteşem Kutsal Dirliş olayına bazen aldatıcı ve şeytani akımlara kapılmış, bazen az imanlı bazen de imandan yoksun günümüz insanının yaklaşımı karşısında, özel bir mesaj vermekte. Kutsal Diriliş’i müjdeleyen melek aynı zamanda bir hatırlatmada bulundu: “Daha Celile’deyken size söylediğini anımsayın. İnsanoğlu’nun günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti.”
Mesih’in ele verilişi, eziyetlere katlanması, haça gerilişi ve gömülmesi görülmemiş olaylardı ve bu nedenle bütün bu olaylara tanık olan Kudüs bir karmaşa içindeydi. Farklı kanaat sahibi kişiler, bazılarını sevindiren, bazılarını da kedere boğan bu olaylar hakkında aralarında konuşuyorlardı. Kudüs’ten Emayus’a giden yol bu tarz bir konuşmaya tanık oldu. Mesih’e yakın iki kişi aralarında tartışıyorlardı. Olumlu ve olumsuz fikirler ileri sürüyorlardı. Tartışmalarının odak noktası olan İsa Mesih, aniden aralarında belirdi. Kendilerini tartışma heyecanına kaptırmış kişiler, Mesih’in esenlik veren vaazlerini de duymuşlardı. Buna rağmen, dirilmiş Mesih’i tanıyamamışlardı. Mesih, basit bir soruyla bu konuşma ortamına katılır. Onların tartışma konusuyla ve özellikle de kederli görünmelerinin nedeniyle ilgilendi. Öğretmenlerinin ölümünden sonra kimin büyük olacağını tartışan Mesih’in öğrencileri, geçmişte buna benzer bir soruyla karşılaşmışlardı. Fakat onlar utandıklarından Rabbin Öz Oğul’una cevap verme cesaretini gösterememişlerdi. Fakat Emayus yolcuları cesurane bir tavırla Muhataplarını Kudüs’te cereyan eden olaylar hakkında bilgilendirdiler. Mesih olarak tanınmış bir kişinin bitkin görünmesi ve haça gerilmesi karşısında duydukları keder onların ifadelerine yansıyordu. Duydukları kederden ayrı olarak, boş mezar hakkında duydukları tanıklıklar karşısındaki şaşkınlıkları da hissediliyordu. Burada Dirilmiş Mesih’in vaazı duyuluyor. Bu vaaz, ölüm ve diriliş konusundaki iki öngörümü yeniden hatırlatıyor. “İnsanoğlu’nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üç gün sonra dirilmesi gerekiyor” (Markos; 8:31, 9:29). “Yasanın ve peygamberlerin tamamlanışı” Mesih, yeniden hatırlatmalarına ileveten Musa’dan başlayarak tüm peygamberlerin Kudüs’te cereyan etmiş olaylar hakkındaki peygamberlikleri de hatırlatıyordu. Dirilmiş Mesih ve yoldaşları Emayus’a varırlar. İki yoldaş Mesih’e “Bizimle kal, neredeyse akşam olacak, gün batmak üzere” dediler” (Luka, 24:29). Mesih. Onların sofrasına paydaş olur. Ekmek bölüşmesi esnasında iki kişinin gözleri açılır ve kiminle yürüdüklerinin farkına varırlar.
Mesih’in Kutsal Dirilişi müjdesiyle manen yeniden yapılanmış imanlılar, dünyadaki yaşamlarının lütuflar ihsan eden Rabb’in ihsan ettiği günlerin ölçüsüyle sınırlı olduğu gerçeğini kavramış ve kabullenmişlerdir. Onlar için bu yaşam süresi, sonsuzluğa hazırlanma nitelikli bir yolculuktan ibarettir. Yaşam yolculuğunu bu anlamda değerlendirenler, attıkları her adımda Mesih’in kendilerini izlemekte olduğundan emindirler. Gerçekten de, Dirilmiş Mesih’in hayal kırıklığına veya ümitsizliğe kapılmış insan yaşamında yer alması büyük bir önem arzeder. Ümitsizlik batağından veya sırtımzda taşıdığımız belirsizlik yükünün ağırlığından kurtulmanın bir tek yolu var: Sözü, Değerli Beden’i ve Kan’ıyla yaşamımızda yer alması için Mesih’i davet etmek. Ne tuhaf! Mesih’i dünyaya getirmeye hazırlanan Kutsal Bakire Meryem ve nişanlısı Yusuf bir ahırın çatısı altına sığınmak zorunda kalmışlardı, çünkü “handa kendilerine yer yoktu” (Luka, 2:7). Fakat, zaaflarımızın şifa bulması ve imanımızın güçlenmesi için Dirilmiş Mesih’in bizimle olması, Tanrı’nın ilahi takdirinin farklı yönde işlediğinin bir göstergesidir. Celile gölündeki fırtına esnasında Mesih’in öğrencilerini yüreklendiren “Korkmayın, Ben’im” seslenişini bugün de duymak mümkün. Dün, bugün ve sonsuza dek aynı olan Mesih; soframıza paydaş olmak, yerli yerindeki uyarılarıyla teselli etmek, kederlerimizi, istenmeyen şüpheciliğimizi, eksik imanlılığımızı, umursamazlığımızı, kayıtsızlığımızı, maddiyata tutkunluğumuzu, çoğu kez benimsediğimiz dünyaperver yaşamımızı, benmerkezli bir yaşam sürme yanlışımızı sonlandırmak üzere yaşamımızda yer almaya hazırdır. Yeter ki O’nu davet edelim. Kutsal Kitap’tan yankılanan ve bizleri ruhsal ve manevi uyanışa, dünyanın karanlığından uzaklaşarak ümitle Mesih’e bağlanmaya çağıran sözlere kulak verelim: “Uyan, ey uyuyan! Ölümden diril! Mesih senin üzerine ışık saçacak” (Efesliler, 5:14).
Tövbenin vurgulandığı Büyük Oruç döneminde kiliselerimizde yapılan Gündoğumu (Arevakal) Törenlerinde okuduğumuz bir ezginin kelimeleriyle dua ettik: “Ey iyilik yolu olan Mesih, gerçek ve ruhlarımızın yeryüzünden gökyüzüne önderi sensin. Hayat kapısının girişi İsa, gerçek Tanrı, Ruh’un aracılığıyla Baba’nın huzuruna girebilmemizi sağla”. Kutsal İncil’in öğretilerini yansıtan bu ezginin Kutsal Diriliş Yortusu kutlamalarında yaşam bulması ve ruhsal bereketlerinin gelecekteki günlerde dalga dalga katlanarak yayılması için dua edelim.
Her sene olduğu gibi bu Diriliş Yortu’sunda da iman, ümit ve sevgi ile ruhani önderimiz Kadasetli Patrik Mesrob II. Hazretleri için dua etmeye devam ediyoruz. İman birliği içersinde olduğumuz tüm imanlıların da bizlerle birlikte dua ettiğine eminiz. Bu yortuda da, Suriye’deki, Irak’taki ve tüm dünyada sıkıntı, zorluk, yokluk ve savaş tehdidi altında olan kardeş ve kız kardeşlerimiz için dua ediyoruz. Aynı zamanda, hiçbir ırk, din, dil ayrımı gözetmeden bu ülkelerdeki herkes için dua ediyoruz. Kutsal Diriliş Yortusu, Tanrı’nın görkemli müjdesi ile yenilenmemiz için fırsat olsun. Rab’bimiz İsa Mesih’in alçakgönüllülük örneğiyle hizmete soyunalım. Tanrı’nın adının yüceltilmesi, kilisenin bekası ve kendi ruhani hayatımızın gelişimi için, her birimiz kendi çapımızda çalışmaya davet ediliyoruz. Bu iyi dileklerin gerçekleşmesi ümidiyle, birbirimizi selamlayalım:
MESİH ÖLÜLERDEN DİRİLDİ!
MESİH’İN DİRİLİŞİ KUTLUDUR!
Ona övgü ve yücelik olsun. Amin.
Kutsal Diriliş Yortusu vesilesiyle, Mesih’ten bizlere miras kalan sevgiyle, Resuli kilisemizin tüm evlatlarını, tüm episkoposları, rahipleri, pederleri, sargavakları, tıbirleri, Kalfayan Topluluğu rahibesini, Mültecilere Yardım Komisyonu’nu, Patrikliğimiz Mali komisyonu’nu, kadın ve gençlik kollarımızı, Kullanılmış Giysi ve Eşya Değerlendirme Komisyonu’nu, Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı yöneticilerini, Başhekimi’ni, tabiplerini ve hemşirelerini, cemaat ve kilise vakıflarımızın yöneticilerini, kadın kollarını, cemaat okullarımızın kurucu temsilcilerini, müdürlerini ve öğretmenlerini, yoksullara ve engellilere yardım kollarını, İstanbul’daki okullarımızın derneklerini, insanî yardım kuruluşlarını, basınımızın yazarlarını ve çalışanlarını, İstanbul, Anadolu ve Girit Adası’ndaki tüm imanlıları kutluyor ve hepsine mutlu bir Diriliş Yortusu dilerken, ruhanî, sosyal ve hayrî çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Kutsal Diriliş Yortusu vesilesiyle Surp Eçmiyadzin, Kilikya ve Kudüs’teki tarihî Patriklik makamlarımız için de dua etmeyi sürdürüyoruz. Bayram coşkusu içersinde Tüm Ermeniler Katolikosu Kadasetli Karekin II. Hazretleri’ne derin saygılarımızı sunuyoruz. Kadasetli Katolikosumuz’dan ve Eçmiyadzin Rahipler topluluğundan Patrik Mesrob II. Hazretleri için dualarını sürdürmelerini rica ediyoruz.
Kadasetli Kilikya Katolikosu Aram I. Hazretleri’ni ve Saadetli Kudüs Patriği Nurhan I. Hazretleri’ni ve onlara bağlı tüm rahipleri, ayrıca tüm Kilise Önderleri’ni ve onlara bağlı din görevlilerini Mesih’teki sevgi ile selamlıyor, Kutsal Diriliş Yortusu’nu kutluyoruz.
Ermeni Kilisesi’nin dünyadaki bölgesel Ruhani Önderlerini biraderane sevgiyle ve Kutsal Diriliş’un ümit dolu müjdesiyle selamlıyoruz.
Tüm kardeş kiliselerin, özellikle de Ermeni Katolik ve Ermeni İncili Kiliseleri’nin önderlerini, din adamlarını ve cemaatlerini, Kutsal Diriliş Yortusu vesilesiyle Mesih’teki sevgiyle kutluyoruz.
Pederane sıcak bir sevgiyle diyasporada, gurbet ortamında gelenek ve göreneklerimizi korumaya çalışan ve doğdukları topraklarla ruhsal ve kültürel bağı koparmayan tüm İstanbul Ermenileri, Surp Haç Tıbrevank, Getronagan, Esayan, Mıhitaryan okullarından yetişenler derneklerini ve yurt dışındaki tüm dindar ve kilisesever cemaat üyelerini selamlıyoruz.
Tanrı’nın lütuf, sevgi ve kutsayan gücü hepimizle birlikte olsun. Amen.
MESİH ÖLÜLERDEN DİRİLDİ!
MESİH’İN DİRİLİŞİ KUTLUDUR!