SİGARA VE ÖZGÜRLÜK…

Kategori: Belgeler,Dinlerarası,Ekümenik

SigaraTR

Dünya Sigarayı Bırakma Günü vesileyle, Patrikliğimizin “LRAPER” Kilise Bülteni’nde, 2001 yılında, Kadasetli Patrik Sahak II. Hazretleri’nin, rahiplik döneminde kaleme aldığı “Sigara ve Özgürlük” başlıklı yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.

“Bedeninizin sizlerde bulunan Kutsal Ruh’un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Kendi kendinizin değilsiniz. Öyleyse Tanrı’yı bedeninizde yüceltin.” ( 1 Korint. 6:19-20)

Sigara alışkanlığından söz açıldığında neden bilmem hep aklıma bir zamanlar okuduğum bir gazete kupürü gelir. Belki de konuya çok çarpıcı bir örnekleme olduğundandır. Sigaranın zararları konusunda düzenlenen bilimsel bir konferansta konuşmacılardan bir profesör kırk dakika sigaranın nasıl kansere yol açtığından söz ettikten sonra, verilen arada tuvalete gider ve bir güzel sigarasını tüttürüverir. Tabii, oradaki bir gazeteci bunu fark edince gazetede yayınlanmaya değer ilginç bir haberi de yakalamış olur. Aslında bu profesör hiç de yalnız değil böylesi bir çelişkiyi sergilemekte. Büyüğüyle küçüğüyle, genciyle yaşlısıyla, yüz milyonlarca insan her gün aynı paradoksu içlerine sindire sindire tekrarlıyorlar. Yanlış, zararlı ve tıbben sakıncalı olduğunu yüzde yüz bildikleri bir maddeyi para vererek ciğerlerine çekiyorlar. İnsan Aziz Pavlus’un İncil’de yazılı şu sözlerini anmadan edemiyor: “Yasanın ruhsal olduğunu biliriz. Ne var ki, ben bedenin gereksiz isteklerine bağlıyım. Günaha satılmış bir tutsağım. Ne yaptığımı kendim de bilmiyorum! Çünkü yapmak istediğimi yapmıyorum; tersine, iğrendiğim neyse onu yapıyorum… İçimde istek varsa da iyilik yapma gücü yok! Sonunda şu yasanın işlerlikte olduğunu görüyorum: Ben iyi işi yapmak isterken kötülük karşımda sırıtıyor. Çünkü varlığımın derininde Tanrı yasasını gönülden onaylıyorum. Gel gelelim, bedenimin organlarında bambaşka bir yasa görüyorum. Sağduyumun yasasına karşı savaşan ve beni bedenimin organlarında işlerlikte olan günah yasasına tutsak kılan bir yasa. Ne zavallı bir insanım!” (Romalılara 7:14-25).

Sigara ya da başka zararlı bir bağımlılığı olan herkesin mutlaka kendince geçerli bir nedeni vardır. Ancak kendimizi haklı çıkarma çabası aslında bizi hiçbir yere vardırmaz. Biz de dürüstçe, Aziz Pavlus’un yaptığı gibi, bunu irademizde oluşan çok ciddi bir çatlak, bir bölünmüşlük ve zayıflık durumu olarak algılayabilsek çözüme doğru da ilk adımı atmış oluruz. “Herkesin bir kusuru var; benimkisi de bu olsun!” demek irademizin tutsaklığını onaylamak demektir. Oysa insan Tanrı tarafından tüm duygu, arzu ve istekleri üstünde egemenlik kurabilecek özgür bir varlık olarak yaratıldı.

Özgürlüğümüzü köleliği kabullenme yönünde kullanmamız ne acı.

Pavlus, Hisus Krisdos’un kendisine sağladığı “yeni yaşamla” bu sorunun çözümüne ulaştı. Hisus’daki bu yeni yaşam bize çelişkilerimizi yenmek için ek bir güç sağlayacaktır. Gerçi zincirlerimizi kendi ellerimizle öreriz, ama çoğu kez kendi gücümüz yetersiz kalır onları kırmaya. Büyük Oruca yaklaştığımız bu dönemde sigaradan veya vicdanımızı rahatsız eden herhangi bir kötü alışkanlıktan dolayı oluşmuş zincirlerimizi Rab Hisus’a getirelim. Onun günahkarlardan azizler yaratan değişim gücüyle biz de hakkımız olan özgürlüğe kavuşalım ve sigaranın dumanını yenerek insanlık onurumuzu kurtaralım.

Aziz Nerses Şnorhali’nin Aravod Luso ilahisindeki yakarışı bize güç versin:

“Sabah Işığı ve Adil Güneş, Baba’dan doğan,
Doğ üzerimde. Taşsın ruhumdan sana hoş olan.
Gizliyi gören, Baba’dan doğan, karanlıktayım.
Görkemle parla, karanlığımı çevir ışığa.
Yaşam Pınarı, düşmüşüm doğrult, ölmüşüm dirilt.
Sağlam imanla, olgun ümitle, gerçek sevgiyle”.